7 Ocak 2015 Çarşamba

Aldatmak/Paulo Coelho - E. Tülin Batır


“Linda ayrıcalıklı bir yaşama sahip olduğunun bilincinde. Yine de her sabah yeni bir güne açtığı gözlerini hemen kapayası geliyor.
Arkadaşları ilaç kullanmasını öneriyor.
Oysa Linda’nın istediği hissizleşmek değil, yaşadığını hissetmek…
Çünkü yaşamak sevmektir.”
Arka Kapaktan

     Paulo Coelho son romanı “Aldatmak”ta eleştirmenleri dinlemiş olacak ki; “tutkudan, cinsellikten, suçtan yoksun yazılar…” eleştirisine cevaben bu eseri kaleme almış.

     Romanın kahramanı Linda, 31 yaşında, ideal ölçülerde, kendine aşık zengin bir adamla evli ve iki çocuğu ile Cenevre’de yaşar. Şehrin en önemli gazetelerinden birinde çalışır. Kıskanılacak bir hayatı var ve bunun farkında.

     P. Coelho‘dan alışık olduğumuz, modern insanın manevi arayışı burada da karşımıza çıkar. Linda bir yazarla yaptığı röportaj sırasında, yazarın “Mutlu olmak hiç ilgimi çekmiyor. Aşk ve tutkuyla yaşamayı yeğlerim…” ifadesinden etkilenmese de, üzerinde düşündükçe kendi yaşamının ne kadar risksiz ve tekdüze olduğunun farkına varır ve içindeki boşluğu büyütür. Bu sohbetten önce de sinyallerini veren hayatındaki eksiklik artık sorgulanmaya başlar. Kendini hissiz, isteksiz, mutsuz olarak anlatırken; lisede çıktığı, bugün politikacı olan bir adam katılır romana. Bu politikacı Jacop aldatma eylemi için kullanılacak kişidir. Evlidir, nüfuzludur ve ünlüdür. Linda hayatına tutku ve heyecanı onun aracılığı ile katar. Kendini aşık olduğuna inandırmaya çalışır ama buluşmalarını ve birleşmelerini anlatırken kullandığı ifadeler daha çok hayvani bir dürtüyü takip eder gibi, güç gösterisi, üstünlük kurma yada bir görevi yerine getirmek gibi tutku ve sevgiden yoksundur. Ancak buluşmadan sonra kendi iç dialogları tutkulu, coşkuludur ama bu da uzun sürmez, yerini suçluluk alır. Linda durumunda bir iyileşme olmadığını anlar ve politikacı dostumuzun karısını sorumlu tutar. Onu ortadan kaldırmak için planlar yapar. Bu uğurda, bir torbacıdan uyuşturucu alır. Amacı bu uyuşturucu ile kadını polise yakalatmak. Bir yandan da terapiste gider. Gittiği birkaç terapistten bir tanesi, “Senelerce içinde biriktirdiğin gerginliklerden bir günde kurtulmak istiyorsun… Biz şaman değiliz…” der. Linda kendine bir Şaman aramaya koyulur. Bu andan itibaren hikaye başka bir boyut kazanır. P.Coelho‘dan alışık olduğumuz dini motifler başlar. Şamanizm‘de kadının yeri ve önemi, erkekle eşitliği, hatta maneviyatının daha güçlü olması nedeniyle erkeğe sözünün geçtiği, önbilgisi ile okunursa daha derin ve anlamlı bir okuma olacaktır. Özellikle kartal imgesi... Şamanizm’de kuşlar çok önemlidir. Kartal hepsinin efendisi, hakimidir, eşsizdir. Ama çift başlı resmedilir, kadın ve erkek tek bedende, yüzleri birbirine dönük.

     Kısacası bu roman imrenilecek bir yaşantıya sahip bir kadının, sevgi eksikliği nedeniyle sorguladığı yaşamı ve iç hesaplaşmasını konu ediyor.
                

                                          İyi okumalar